Ören Ay Şafağı
ÖREN AYŞAFAĞINDAN GEÇİP GİDEN BİSİKLETLİLER GÖRDÜM;
ÇOKTULAR VE ÂŞIKTILAR
Umur GÜRSOY
“bisiklete binince şaman
bisikletten inince müslümandılar”
Hasan Hüseyin Kormazgil
Ağlasun Ayşafağı şiirine nazire)
Özellikle zor çıkılan rampalarda çoğu kez başını hiç kaldırmadan sadece 1-2 metre önünü görerek bisikleti süreriz. Uzun turlarda ustaların yeni başlayanlara verdikleri ilk öğütlerdendir, bu. Deve kuşu gibi başını kuma sokmanın ‘bisikletlice’sidir bir bakıma. Zira yokuş aceminin, antrenmansızın gözünü korkutur ve gücü düşebilir ya da bisiklete binmeyi yarıda bırakabilir. O nedenle kimi zaman bisikletin ustaları tura yeni başlayan güçsüzlerin veya turda ilk kez pedal basacakların “Daha çok yokuş var mı?” sorularını ya gülerek geçiştirir ya da çokça “Az kaldı, ha gayret!” diye yalan söylerler.
Üçüncü kez katıldığım Gökova Bisiklet Turu sonunda hekim meslektaşım Bülent Savran ustanın “Sen de deftere bir şeyler yaz!” isteğini Ören gecesinin ayşafağı yalnızlığında kurgularken; uzun bisiklet turlarının hayatın kendisine ne kadar benzediğini düşündüm. Bir farkla: Turun sonunda hayat devam ediyor ve büyük olasılıkla katılanların çoğu için bisiklet turu mutlu sonla bitiyor.
Kısasıyla (bir günlük) uzunuyla (bölgesel, ülke veya dünya turu) bisiklet turu, hayatın küçük bir örneğidir. Hiç bitmeyecekmiş sandığın yokuşlar (zorluklar) bir an (gün) gelir biter. Tam artık rahata kavuştuk inişe geçtik derken bir bakarsınız yeni bir yokuş (hayatın zorluğu) daha başlamış. Deneyimli bisikletçiler her inişin bir yokuşu her yokuşun bir inişi olduğunu bilirler ve kabul ederler. Böylece yaşama ve onun acı tatlı sürprizlerine karşı bilgece, sabırla ve umutla bakarlar. Ne var ki her tura katılanların hepsi, aynı yolu, aynı yokuşları ve aynı inişleri geçtiği için tura katılan herkes yokuşun ne zaman biteceğini, daha kaç yokuş kaldığını eninde sonunda öğrenir, ama hiç kimse, sadece kendisinin geçeceği kalan ömrünün kaç yokuştan oluştuğunu; hayatındaki yeni yokuşların ve inişlerin ne zaman başlayacağını ve önündeki yolun uzunluğunu ve kısalığını; kendisine ne sürprizler hazırladığını önceden bilemez. Hayat tıpkı hep önündeki 1-2 metrelik yola bakarak yokuş tırmanan bisikletçinin önünü gördüğü gibi yaşanır. Kimi zaman lastik patlar, kimi zaman bisikletiniz parçalanır ve geçici veya kalıcı olarak turu terk etmek zorunda kalırsınız. Bir günden hatta bir andan ötesini göremeyiz gerçek hayatta. Bu yönüyle de bisiklet turu hayata hazırlanan gençler için çok öğreticidir. Hayatın antrenmanıdır bir bakıma.
Barışa Pedal’dan Aydan Çelik’in düşünce ve yazın babası olduğu bitmemiş ‘Bisiklet Manifestosu’ndaki gibi bisiklete binen manifestoyu az çok yaşar (bkz. http://www.pedalsesi.com/tr/viewtopic.php?f=20&t=3393). Manifestomuza Aydan’kilere ilave biz de bir şeyler katalım dedik. Bisiklet:
Eşitliktir: Bazen biz bisikleti taşırız.
Özgürlüktür: Ferman veren her zaman değişir, ama dağlar bizimdir.
Kardeşliktir, Tevazudur kimi zaman. Çocukluktur, Aylaklıktır; hem ne biçim!
Sükûnettir, İdraktir, Rüyadır, Hayal gücüdür. Dengedir; durduğunuzda devrilen.
Şeytanarabasıdır, Libidodur, Bahardır ve Yazdır; yaz yaz bitmeyen.
Kıştır, sonbahardır, yola çıkarsan dört mevsimdir.
Devrimdir, Ütopyadır, Kırmızıdır, ebrulidir.
Muhaliftir, Mesttir ve Bir lokma bir hırkadır.
Şehrazat’tır Bağdat’ta; Kerameti kendinden menkuldür. Bi tur versene, birazcık da ben bineyimdir.
Aşüftedir: Yoldan çıkartır. Dikkat etmezseniz kötü yola düşürür.
Mor Külhanidir, Rosinantedir ki muhterem ikitekerliler; Hâlâ onu günümüzün yel değirmenleri nükleer ve termik santrallarla karşı süren Don Kişotlarımızdan biri bu cümlelerin yazarı ile pedal basmakta idiniz.
Ve bisiklet: Rüzgargülüdür, Yelken, balık, dümen, su.
İsyandır, Şarabi eşkiyadır: Şan verir ortalığa her bahar. Kimi zaman şahlanır bile.
Köroğlu’nun kılıcıdır; Otomobil icat olur mertlik bozulur.
Tek kişilik karnavaldır: Dünyanın sokaklarını gezdirir, istersen.
Müslüman mahallesinde salyangozdur, Kel-alakadır.
Pembe yalandır: Her evde vardır, sadece çocuklar biner; sorarsan turda çok yokuş yoktur önünüzde.
Doğa dostudur: Denizi, gölü, akarsuyu, bozkırı, tarlalar arasını, ormanı, ağacı, hayvanı, börtü böceği çok sever. Biraz köpekten tırsar, sadece.
Meydan buldu mu okur.
İsteyenin Yalnızlığını paylaşmaz, en sonda gidersin, istersen kaybolursun, üstüne tur bindirirler, kimi zaman ve istersen eğer, erken gelirsin kamp yerine bir tek senin çadırın kurulu da olur o gece. Yalnızlık paylaşılmazdır zira.
Özellikle tur boyunca Güvende olursun, kimse sana posta koyamaz, zira çoksunuzdur. Dolmuş şoförlerinin dayanışmasının verdiği doyumunu yaşarsınız.
Nesilleri arası kaynaşma, el verme ve bilgi, deneyim ve terbiye aktarılması olur. Bazen aynı nesil içinde bunu yapmak gerekirse de. Çoğu zaman iki taraflı bir aktarmadır bu.
Turda ve bisiklete binerken Disiplinin faydaları görerek, yaşanarak öğrenilir. Yine de ambulanslar arkada diye güvenmeyin, onlar hasta nakil aracı olabilir. İçinde ne doktor ne de boyunluk olmaz, kimi zaman.
Turda, Hem ve karşı cinslerinizle arkadaşlıklarınız olur, olanları ilerletirsiniz. İleri sandığınız arkadaşlıklarınızı daha iyi anlayıp kimi zaman mertebe düşürdüğünüz de olma mı?
Yani insan tanırsınız, hayatın kısa ve küçük bir sınavıdır bisiklet turları.
Doğa ile mücadele ettiğinizi sanırsınız, ilk sağanak ve düşen yıldırımda yanıldığınızı anlar, evrende nokta olduğunuzu kavrarsınız. Yine de güçlüklere dayanmayı öğrenir ve bilirseniz, ıslanmamak ya da ıslanmaktan mutlu olmanız mümkündür; bir karınca gibi. Aynı yağmur ve yolda ıslanmasanız da başbakanınızı da anlarsınız o zaman.
Çadır kadar bireysel ve bir o kadar da toplu, konut yoktur. Çadırı hiçbir zaman aynı yere kuramazsınız; aynı derede de hiçbir daha yıkanılamayacağı gibi; hiç fark ettiniz mi?
Geçinmeye ve kaybolmamaya niyetiniz varsa Harita, güzargâh okuma, GBS (GIS-Coğrafi Bilgi Sistemleri)’ni de ufak ufak öğrenirsiniz.
Ve Bisiklet: Aşktır, of aman aman. Aşkın her türlüsünü yaşatır bisiklet ve bisiklet turu. Hele Gökova Bisiklet Turunda iseniz, aşk ağır basar, biraz, diğerlerinden. Zira Ören’de ayşafağından ve onun denize vuran şavkından geçersiniz. Yanınızda karasıyla beyazıyla, pembesiyle, moruyla her renkten sevdalarınız; şimdiki ya da gelmiş geçmiş bütün imkanlı ve imkânsız aşklarınız, âşıklarınız yanınızdadır. Siz almasanız da onlar gelir sizi bulur.
Gökova Bisiklet Turu’nun bütün bölümlerini sağ salim ve kazasız belasız Bu yıl da bitirdiğim için Evrenin bütün tanrılarına ve dengelerine çok şükürler olsun.